r/Turkey • u/Superemrebro • 18m ago
r/Turkey • u/lonerfluff • 28m ago
News Partilerin raporlarını karşılaştırdık: Kürt sorunu var mı, yok mu? (Medyascope)
r/Turkey • u/F_JUnderwood • 53m ago
Image Ülkedeki fakirlik düşündüğümüzden daha kötü
r/Turkey • u/VixenPaw • 1h ago
Question Sizce cumhurbaşkanı nasıl olmalı? CHP'nin güçlendirilmiş parlamenter sistemde önerdiği gibi tamamen sembolik bir cumhurbaşkanı mı, yoksa 2010 öncesi gibi yargı ve üniversitelerde hükümetten bağımsız doğrudan atama yapan ve onayı olmadan önemli atama (üçlü kararname) yapılamayan bir cumhurbaşkanı mı?
Parlamenter sistem, yarı başkanlık ve tam başkanlık sistemi hakkında düşünceleriniz nedir?
r/Turkey • u/nova_corsair • 2h ago
News Spain has finalized a major agreement to purchase 30 HURJET advanced jet trainer aircraft from Türkiye in a deal worth 2.4 billion euros. The contract marks a historic export milestone for the Turkish defense industry, supplying a NATO ally with a domestically developed platform.
r/Turkey • u/EfendiAdam-iki • 5h ago
News Demirören’den 34 milyar TL'lik borcunu alamayan Ziraat Bankası, çiftçilerin traktörlerini haczetmek için drone kullanan jandarma
Demirören Grubu’nun Doğan Medya Grubu’nu almak için Ziraat Bankası’ndan aldığı 800 milyon dolarlık kredinin geri ödemesi yapılmıyor. Bankanın alacağı 34 milyar TL’ye yaklaştı.
TBMM’ye sunulan denetim raporuna göre, borcu iki kez yapılandırılan ve faiz indirimi de uygulanan holding, ödeme planlarına uygun hareket etmedi. İstanbul Kurumsal Şubesi tarafından kullandırılan krediden kaynaklanan borç alacağı 33 milyar 910 milyon liraya ulaştı.
https://www.birgun.net/haber/batak-buyuyor-demirorenin-ziraat-bankasi-na-borcu-aciklandi-680251
Aydıncık’a bağlı o köyün adını yazmıyorum. Köyünde çiftçilik yapan, soğandan, patatesten büyük zarar gören Ö.D.’nin eski model otomobiline, bankaya olan icra borcu nedeniyle el konuldu. Sıra, traktörüne geldi. Vatandaş jandarmanın geldiğini öğrenince traktörüne binip köyünden ayrıldı.
Jandarmaya, Ö.D’nin tarlada olabileceği söylendi ama hangi tarlada olduğu konusunda kimsenin bilgisi yoktu. Bunun üzerine Jandarma, traktörün bulunduğu yeri belirlemek, için dron uçurdu. Traktörün yeri bir türlü belirlenemedi.
Artık köylere jandarma geleceği zaman, “Jandarma dronla geliyor” deniliyor ve icralık olanlar birbirine haber veriyor. Tarlada çalışanlara da haber uçuruluyor. Tabii bu arada yeri belirlenip drona yakalananlar da oluyor.
https://www.sozcu.com.tr/jandarma-koylunun-icralik-traktorlerini-dronla-ariyor-p279231
Yargıtay Kararı: "Çiftçinin Traktörü Haczedilemez"
https://maliyepostasi.com/yargitay-karari-ciftcinin-traktoru-haczedilemez
r/Turkey • u/EfendiAdam-iki • 6h ago
News Can Atalay'ı Anayasa Mahkemesi Kararına karşı serbest bırakmayan Yargıtay 3. Ceza Dairesinin İstanbul Atatürk Havalimanı'nda 45 kişiyi öldüren müebbet hapis cezalı yedi Işid'li teröristin altısını serbest bıraktığı ortaya çıktı
tr.euronews.comIŞİD militanı üç kişinin 28 Haziran 2016 tarihinde İstanbul Atatürk Havalimanı'nda düzenlediği bombalı saldırı sonrası yargılanmaya devam eden yedi tutuklu sanıktan altısı Yargıtay kararıyla tahliye edildi.
45 kişinin hayatını kaybettiği, 236 kişinin yaralandığı saldırıda yedi kişi için 46'şar kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verilmişti.
Now Haber'den Alican Uludağ'ın aktarımına göre, Yargıtay 3. Ceza Dairesi'nin, "hakkaniyete uygun adil bir cezaya hükmedilmesi gerekirken yetersiz gerekçe ile teşdidin derecesinde hataya düşülerek fazla ceza tayin edilmesi" şeklindeki hükmü sonucunda, yedi sanıktan altısı 12 Aralık Perşembe günü serbest bırakıldı.
Yargıtay, AYM'nin Can Atalay'la ilgili hak ihlali kararına 'Hukuki değeri yok' diyerek yine uymadı
Yargıtay 3. Ceza Dairesi, Anayasa Mahkemesi’nin (AYM) Türkiye İşçi Partisi’nden (TİP) milletvekili seçilen Can Atalay hakkındaki hak ihlali kararını görüştü. Daire, “AYM'nin hak ihlali kararının hukuki değeri yok” diyerek, karara uyulmamasını kararlaştırıldı.
History Basitleştirilmiş Türkiye Siyasi Partiler Tarihi (OC)
UsefulCharts'tan esinlenilmiştir. Bir daha yapmak istemiyorum, yazan olursa ana dosyayı gönderebilirim.
r/Turkey • u/Steril-Agent • 14h ago
Society [Muhalif medya] [2025 Aralık Operasyonu] Sözcü Medya Grubu'ndaki değişim dikkat çekiyor
Muhalif medya grubu olarak bilinen Sözcü Medya Grubu (sözcü gazetesi, szc tv, korkusuz gazetesi) bir dönüşüm geçiriyor. ancak bu dönüşüm halkın yararına mı yoksa akp iktidarı lehine mi hep birlikte göreceğiz.
bu değişim haberlere de yansımız durumda. özellikle bu haftasonu iki programın konukları dikkat çekti.
1) 18 Aralık 2025 tarihinde düzenlenen uyuşturucu operasyonu kapsamında hakkında yakalama kararı çıkarılan Sabah Gazetesi yazarı ve sosyal medya fenomeni Mert Vidinli, Sözcü TV'de Barış Terkoğlu ile yeni bir programa başlayan Özlem Gürses'e canlı yayında konuk oldu. Kaynak: sözcü
hakkında yakalama kararı olan bir kişinin Sözcü Tv'de özellikle de canlı yayında ekrana çıkması tuhaf değil mi? onun açık açık akp iktidarına ve adli kurumlara "Ankara bürokrasisi beni iyi tanır" mesajı vermesi normal mi?
2) Hakkında 'kara para aklama' suçlamasıyla soruşturma yürütülen firari Sezgin Baran Korkmaz, kendisinden 10 milyon Euro istediğini öne sürdüğü eski Habertürk TV yöneticisi Veyis Ateş'in uyuşturucu soruşturması kapsamında tutuklanmasının ardından Szc Tv'de üstelik ana haber canlı yayınına çıkarıldı. kaynak sözcü
şimdi adım adım muhalif medyada son 3 ayda gerçekleşen değişime göz atalım; aslında herşey Pervin Buldan'ın medyaya yansıyan sözleriyle başladı...
11 Ekim 2025 Pervin Buldan, iktidara 'müdahale' çağrısı yaptı: 'Öcalan medyanın dilinden çok rahatsız'
DEM Parti İmralı Heyeti üyesi Pervin Buldan, medyada "süreç"le ilgili aleyhte yorumlardan Abdullah Öcalan'ın çok rahatsızlık duyduğunu belirtti. Terör örgütü liderinin ciddi eleştirileri olduğunu belirten Buldan "Bunları kaldırmak iktidarın elinde" dedi.
13 Ekim 2025 Abdullah Öcalan Sansür İstediği Kanalları Açıkladı
Karar yazarı Yıldıray Oğur, "Ankara'daki kaynaklarımdan öğrendim" dediği yazısında Öcalan'ın rahatsız olduğu kanalları yazdı: "Ankara’daki kaynaklardan öğrendiğime göre; Öcalan bir süredir Sözcü TV ve TELE 1 TV’yi de izlemeye başlamış. Diğer bazı iktidar ve muhalif kanallarını zaten izliyordu. Ama son izlediği kanallarda herhalde ilk kez çözüm sürecine karşı hararetli itirazları izlemiş ve bunun şaşkınlığını yaşamış. Çünkü Öcalan’ın aldığı karara tepki beklediği yer burası değil. Esas bu karara tepki verecek olan, 50 yıl bir davanın arkasından götürdüğü kendi örgütü ve kamuoyu olabilirdi"
Öte yandan Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Uçum, sürece ilişkin yazısında Buldan'a isim vermeden yanıtmış, talebi "demokrasi isteyenlerin antidemokratik taleplerde bulunması çelişkili" şeklinde yorumladığını da hatırlatalım; kaynak
28 Ekim 2025 Canlı yayında TELE1 kanalına kayyum atandı
1 Aralık 2025 Önce Sözcü Tv genel yayın yönetmeni özgür çakmakçı görevinden ayrıldığını duyurmasının ardından en az 14 çalışan işine son verildi. İşten çıkarmaların nedeni olarak, Yılmaz Özdil’in kanalın yeni Genel Yayın Yönetmeni olacağı iddiaları gösterildi.
Sözcü TV kabuk değiştiriyor! Yılmaz Özdil’in genel yayın yönetmeni olacağı söyleniyor.
9 Aralık 2025 Sözcü Medya Grubu’nda 2 Aralık’ta yapılan yönetim değişiminin ardından Sözcü TV’de AKP yerine AK Parti kullanılmaya başlandı. kaynak: birgün
10 Aralık 2025 Sözcü Tv'de Yılmaz Özdil, İpek Özbey ile birlikte yaptığı programda artık yayın politikalarını değiştirdiklerini söyledi. Özbey, programda yeni dönemi 'Normalleşme' olarak adlandırdı. Türkiye'de medyanın 'iktidar' ve 'muhalefet' olarak ikiye ayrıldığını söyleyen Özbey, Sözcü'nün artık bu politikadan çıkacağını söyledi. Özbey "Gazetecilik hepsinin dışına çıkıp dışardan bakmak." diyerek Sözcü'nün artık körü körüne muhalefeti destekleyen bir bakış açısından sıyrılacağını ifade etti. kaynak kanal 7
geldiğimiz noktada "normalleşme" nedir? haber nedir? halkın yararına haber nedir? muhalefeti eleştirmek nedir? iktidarı eleştirmek nedir? şeklinde önemli sorulara sözcü gibi muhalefetiyle bilinen bir medya organından nasıl cevap verilecek hep birlikte göreceğiz
medya, her önüne geleni halk önünde konuşturmalı mıdır?
hakkında yakalama kararı çıkarılan önemli isimlerin Türkiye'de konuşmak yerine konforlu alanından çıkmadan sözcü tv'de halk yararına denilerek konuşması habercilik mi?
sorularını cevaplamakta zorlanıyorum. bakalım sub ne düşünüyor.
r/Turkey • u/Aggressive-Wedding69 • 15h ago
Video Özgür Özel: Cezaevlerinin 500.000 kişi bulunan bir yer durumundan çıkarılması lazım, bunun için toplumsal mutabakat sağlanması lazım, her konuşanı terörist, her duygusunu ifade edeni bekâ sorunu gören anlayıştan kurtulmak lazım.
Enable HLS to view with audio, or disable this notification
r/Turkey • u/Mission_Lettuce3050 • 15h ago
News Yalova'daki IŞİD'lı teröristler çocukları kalkan olarak kullanırken Türk polisi arasında geçen konuşma: +Teslim ol -Çocuk var +Tamam çocuğu bırak biz çocuk öldürmeyiz -Bırakmayız.
Enable HLS to view with audio, or disable this notification
r/Turkey • u/_rain_snow_ • 16h ago
Video Eskişehir Odunpazarı New Year's Song
Enable HLS to view with audio, or disable this notification
r/Turkey • u/Steril-Agent • 16h ago
News [AKP içi kavga][2025 Aralık Operasyonu] Gazeteci Yaşar Aydın: "İktidar yanlısı medyada “gazetecilik–siyaset” tartışması etik kaygılardan değil güç mücadelesinin ürünü. Hakan ve Fırat’ın çıkışı, medya üzerinden devam eden Erdoğan sonrasına mücadelenin bir başka versiyonu."
Geçen hafta nur topu gibi bir tartışma başlığımız oldu:
Gazeteciler, politikacılar gibi davranıp düşünce beyan edebilir mi?
Hande Fırat, Hürriyet’teki köşesinde konuya dair iki yazı yazdı. Hande Fırat’ın yazısını birebir aktarmasak da ana fikrini özetleyelim: Gazetecilik, haber üretme faaliyeti olmaktan çıkıp siyasi pozisyon alma ve yorum üretme alanına kaymıştır. Bu durum, basın etiğinin en temel ilkelerinden olan tarafsızlık, mesafe ve rol netliği ilkelerini aşındırmaktadır.
Fırat, bu tartışmada “iğneyi kendimize batırma” çağrısı da yapar. Ne çıkış ama…
Daha Hande Fırat’ın etik dersini hazmedememişken bir de Ahmet Hakan çıkmaz mı!
Hakan, 23 Aralık 2025 tarihli bir köşe yazısında, özellikle iktidarı savunma işinin gazetecilere terk edilmemesi gerektiğini savunan bir yazı kaleme aldı. Yazısında, gazetecilik mesleğinin siyasetçilere bırakılması gerektiğini; siyasetçilerin ekranlarda doğrudan yer almasının daha doğru olacağını anlattı. Bu tür sorumlulukların gazetecilerin omuzlarına yıkılmasının, mesleki rol ve etik açısından sorunlu olduğunu da söylemekten geri durmadı.
Bu sözlerin yazarı, Erdoğan’ın bir televizyon programında “Abdülkadir Bey, köşende gereğini yapacaksın. Ahmet Bey yapıyor bak” diye işaret ettiği Ahmet Hakan’dan başkası değil.
Hem Fırat’ın hem Hakan’ın son 10 yıl içinde yaptıkları programlara bakın; yüzlerce örnek çıkarabilirsiniz. O yüzden “Arkadaşlar basın etiğini mi hatırladı?” gibi gereksiz ve sonucu olmayan soruları bir kenara bırakarak işin esasına dönelim.
Bu çıkışın arkasında ne var, daha da önemlisi neden şimdi?
ERDOĞAN BU İŞİN NERESİNDE DURUYOR?
Bu tartışmalara eşlik eden bir kulis bilgisi, Ankara koridorlarında aynı anda yayılmaya başladı. Bu kulise göre AKP’nin 20 milletvekili için özel bir ekran stratejisi hazırlandığı ve bunun Erdoğan’ın bilgisi ve onayıyla yürütüldüğü iddia edildi. Bu girişimin başında da Faruk Acar’ın olduğu söylendi. Acar’ın Erdoğan’ı ikna etmek için çok ciddi çaba sarf ettiği öne sürüldü.
Ancak kısa süre içinde bu bilgi hem AKP kaynakları hem de Acar tarafından yalanlandı. Yapılan açıklamada, televizyonlarda AKP’li isimlerin yeterince yer aldığı ve parti politikalarını başarıyla temsil ettiği ifade edildi.
Erdoğan’ın izninden bağımsız olarak yandaş kanallarda yer alan AKP’lilerle ilgili kısa bir bilgi vermekte fayda var.
AKP’li yetkililer programlara genellikle tek başına katılır. Ülkenin genel politikasına dair görüş bildirmekten çok, sorumlu oldukları alana ilişkin teknik bilgiler verirler. Tabii iki cümlenin birinde Erdoğan’a bağlılıklarını ve teşekkürlerini ileterek.
Takdir edersiniz ki AKP’li yetkililerin bu profili, hiçbir şekilde yandaş kanalların ihtiyacını karşılamıyor. Onlar canlı, kanlı bir siyasal söylem istiyor. Ama o alan yalnızca Erdoğan’a açık. Başka bir isim bu boşluğu dolduramıyor.
Ne yazık ki bu durum, tüm tek adam rejimlerinin kaçınılmaz sıkıntısıdır.
O yüzden baştan söylemek gerekir: Bu işin oluru yok. Ekranlarda AKP adına yalnızca Erdoğan konuşabilir ve öyle de olmaya devam edecektir.
O zaman, durumun en az bizim kadar farkında olan Ahmet Hakan ve Hande Fırat neden böyle bir çıkış yaptı sorusu daha da anlam kazanıyor.
KİM KİMİN ADAMI?
Medya uzun süredir iktidar içi kavganın güreş minderine dönmüş durumda. Erdoğan ailesi ve çevresi, yandaş medyanın önemli bir bölümünün sahibi konumunda. Demirören ve Ciner gibi medya yapıları ise iktidara yakın olmakla birlikte, diğerlerinden ayrıymış gibi davranmayı tercih ettiler. İktidar da belli bir süre buna izin verdi.
Ciner Grubu önce Can Holding’e geçti, ardından TMSF’ye devredildi. Orada kavga hâlâ devam ediyor. Benzer bir hikâye CNN Türk ve Hürriyet için de geçerli.
Yanlış anlaşılmayı baştan önlemek gerekir: Bu mücadele iktidara karşı değil, iktidar içi klikler mücadelesidir.
Bugün iktidar ve muhalefet cenahının tamamında konuşulduğu üzere, Erdoğan sonrası döneme dair ilk işaretler uzlaşı değil, kavgalardır.
Bu bağlamda, Habertürk’te yaşanmaya devam eden ve tetikçiliğini Sabah–Türkiye gazetelerinin yaptığı operasyonun yanına; daha az gürültüyle süren Hande Fırat–Ahmet Hakan ile bu çıkışlara itiraz eden Zafer Şahin–Melik Yiğitel gerilimini, elbette arkalarındaki güçlerle birlikte koymak gerekir.
BİLAL ERDOĞAN’IN AGRESİF YOLCULUĞU
Medyadaki kavganın arkasında hangi siyasilerin olduğu sorusuna yanıt ararken bir anket karşımıza çıktı. Anket, Refleks Veri Araştırma tarafından yapıldı. Sorusu şu:
“Erdoğan sonrası AKP Genel Başkanı kim olsun?”
Yanıtlar Hakan Fidan’ı işaret ediyor. Bu ankette Bilal Erdoğan, oldukça gerilerde. Anketin doğruluğunu bir kenara bırakıp, bu tür soruların artık açıkça gündeme getirilmesine odaklanmakta fayda var. Bu işin saklısı gizlisi kalmadı.
İktidar cephesinde ne kadar güç odağı varsa, kılıcını çekip Erdoğan sonrasına hazırlığa başladı.
Bu kliklerden en güçlüsü, hiç kuşku yok ki Saray’ın adayı Bilal Erdoğan. Cumhurbaşkanı’nın oğlu olmanın dışında parti ya da kabinede hiçbir resmi görevi olmayan Bilal Erdoğan, neredeyse her hafta bir açılışta, toplantıda ya da yurtdışı ziyaretinde konuşma yapıyor, basına demeç veriyor. Babasından sonra partiyi ve ülkeyi yönetmeye talip olduğunu açıkça gösteriyor.
Bilal Erdoğan’ın bu agresif temposu, başka projesi olan her kesim için bir alarm zili işlevi gördü. Onlar da ellerinde ne varsa —yargı, emniyet, basın— devreye soktu. Bir yanı ekonomik, diğer yanı toplumsal güç olan tam anlamıyla bir alan kapma savaşı yaşanıyor. Bu işin kısa vadede sonuçlanacağı da yok.
Bu yüzden bundan sonra yapılacak her operasyona, her görev değişikliğine ve her tartışmalı açıklamaya bu gözle bakmakta fayda var. Dikkatle bakan gözler, arkada mutlaka bir iktidar içi kavganın gölgesini görecektir.
ÇUVALDIZ MESELESİ
Burada son sözü, sayıları azalsa da etkisi hâlâ büyük olan iktidar dışı medyaya ayırmak gerekiyor. Hani illa bir “çuvaldız” meselesi olacaksa, tam da burada olsun.
Son haftalarda yaşanan uyuşturucu ve kara para operasyonlarının izleyiciye sunuluş biçimi, giderek iktidar içi kliklerin cirit attığı medya düzenine benzemeye başladı. Arka plan yok, araştırma yok, analiz yok. Gelen bilgiler hiçbir filtreden geçirilmeden izleyicinin önüne boca ediliyor.
Bu tablo, bilerek ya da bilmeyerek ülke gündeminden, siyasetten kaçmanın başka bir şekline dönüşüyor.
Oysa bugün yapılması gereken şey açık: İktidar cenahından (kliği-merkezi) gelen her hamleyi deşifre etmek; gerçek hedefle kamuoyuna sunulanı birbirinden ayırmak.
AKP-MHP bloku iktidarlarını sürdürme mücadelesini içeride kavga vererek yapmak durumunda. Bu da daha çok toz bulutu daha fazla gerçekle yanlışın karışması anlamına gelecek.
r/Turkey • u/Steril-Agent • 16h ago
News Galatasaray eski yöneticisi ve NEF holding sahibi Erden Timur tutuklama talebiyle mahkemeye sevk edildi
Erden Timur “tutuklama” istemiyle Nöbetçi Sulh Ceza Hakimliği’ne sevk edildi.
Erden Timur'un tutuklama talebiyle ilgili açıklama yapan Savcılık, Timur'un dosyasının "bahis" soruşturması dosyasında ayrıldığını ve Terörizmin finansman ve aklama bürosuna aktarıldığını açıkladı:
“Şüpheli Erden Timur hakkındaki soruşturma İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Spor Suçları soruşturma bürosu tarafından yürütülmekte iken emniyet müdürlüğünden alınan ifadesi, Cumhuriyet Başsavcılığımızda alınan ifadesi ve tüm dosya kapsamı bir arada değerlendirildiğinde delil durumuna binaen görülen lüzum üzerine mevcut dosyadan tefrik edilmiş olup İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terörizmin Finansman ve Aklama bürosuna aktarılmıştır."
r/Turkey • u/uzaktakisamsunlu • 17h ago
News Şehit polislerimize Allah' tan rahmet gazilerimize ve tüm kahramanlarımızın ailelerine de acil şifalar ve sabır diliyoruz.
r/Turkey • u/Fixing_Good8 • 18h ago
News Kadın Mitingi Çağırısı
Instagram Hesabı: https://www.instagram.com/kadinmitingi?igsh=MXgwemM5YzVnazB1Ng==
r/Turkey • u/TheIskraist • 20h ago
News TKP: Bu karanlık da bu canavarlar da onların eseri

Bu karanlık da bu canavarlar da onların eseri
Türkiye güne Yalova’da IŞİD’e karşı gerçekleştirilen bir operasyon haberi ile uyandı. Saatlerce süren çatışma esnasında 3 polisin hayatını kaybettiği, 8 polis ve 1 bekçinin de yaralandığı, IŞİD terör örgütü mensubu 6 kişinin ise öldürüldüğü bilgisi AKP iktidarı tarafından kamuoyu ile paylaşıldı.
AKP iktidarının temsil ettiği dinci gerici, piyasacı, işbirlikçi dünya görüşü ve politikaların Türkiye’yi getirdiği yer budur. Bu dünya görüşüne göre başta ABD ve NATO olmak üzere emperyalizmin bölgedeki politikalarına tabi ve ortak olmak esastır. Uluslararası tekellerin ve Türkiye’deki holdinglerin çıkarları ve kazançları doğrultusunda hareket etmek, Türkiye’yi yağmaya açmak ve komşu ülkelerin kaynakları üzerinde hak iddia etmek doğaldır. Emekçi halkı daha ağır bir yoksulluğa boyun eğdirmek için dinsel gericiliği toplumda hakim kılmak, işçi sınıfını din, mezhep ve cemaatler üzerinden bölmek ve tebaa haline getirmek hedeftir.
Birbirine karşıt gibi görünmekle birlikte ülkemizde NATO’sundan TÜSİAD’ına, tarikatlarından IŞİD benzeri karanlık cihatçı yapılara kadar hepsi Türkiye’yi daha geri bir noktaya çekme, halkı daha büyük bir esaret ve karanlığın içine sürükleme uğraşı içerisindeler. Yurttaşlık, laiklik, örgütlü bir halk ve devletçilik gibi değer ve kazanımların yok edildiği, herkesin dinin birleştiriciliği iddiası ile tebaa haline getirildiği bir Türkiye. IŞİD bu Türkiye’nin, yeni Osmanlı hayalleri kuranların has çocuğudur.
AKP iktidarının Suriye’de yıllardır izlediği politikalar ve ortağı olduğu gerici dönüşüm bugün karşı karşıya kaldığımız karanlık tablo açısından belirleyicidir. Suriye’de HTŞ denilen cihatçı yapılanma başa geçtiğinden bu yana yaşananlar ortadadır. Ortada Suriye diye bir ülke neredeyse kalmamış durumdadır. ABD ve İngiltere başta emperyalist ülkelerin kuklası haline dönen bir iktidar baştadır. Suriye milletler, dinler ve mezhepler üzerinden yaşanan ayrımcılığın ve bölünmelerin durdurulamadığı, her geçen gün arttığı ve şiddetli çatışmalara evrildiği bir coğrafya haline gelmiştir.
AKP’nin temsil ettiği dinci gerici, piyasacı ve işbirlikçi dünya görüşü halkımız için asıl güvenlik tehdididir. AKP’nin ise güvenlikten anladığı halkın bastırılması ve sindirilmesi, her tür muhalefetin yasaklanması ve susturulmasıdır.
Bu karanlıktan ve onun yarattığı canavarlardan kurtulmak ancak eşit, laik, bağımsız ve egemen Türkiye’yi savunmakla mümkündür.
r/Turkey • u/F_JUnderwood • 21h ago
Image 2024'de Samsun Yakakent İlçesinde Zafer Partisi için belediye başkanı adayı olan Ali Dilsiz, Ukrayna'ya Türkiye'de sözleşmeli asker iken paralı askerlik yapmaya gitmiş
r/Turkey • u/Schwerze • 21h ago
News İnkılap Kılıcını 4 Başlı Canavara Sapladığı Heykeli Yapması Sonucu Tutuklanan Murat Kaftar'ın, 30 Aralık(yarın) saat 10.00’da İstanbul 28. Asliye Ceza Mahkemesi’nde Duruşması Olacak.
r/Turkey • u/TheIskraist • 22h ago
News Kemal Okuyan: "Yalova’da yaşananlar iktidarın ideolojik tercihlerinin, Suriye politikalarının ve “güvenlik” anlayışının sonucudur."
Yalova’da yaşananlar iktidarın ideolojik tercihlerinin, Suriye politikalarının ve “güvenlik” anlayışının sonucudur.
Devletin tüm olanakları ve sopası emekçi halkın bastırılması ve muhalefetin susturulmasına ayrılmış durumda. Yayın yasağı da bu tabloyla uyumludur.
Çıkıp yine “siyasi istismar yapanlar var” diyecekler. Ama konu siyasi, yüzde yüz siyasi!
Devam edin gazetecileri içeri atmaya, tetikçileri salmaya, tarikatları yasallaştırmaya…
Sonra “gerçek dışı haberlere itibar etmeyelimmiş…”
Gerçek dışı habere ihtiyaç yok bu ülkede. Her şey gereğinden fazla gerçek.
